31 Temmuz 2012 Salı

Gökova Koyları ve Sedir Adası


Heybeyi karıştırmaya ve yaşantıları paylaşmaya Muğla civarlarından devam edelim. Ağustosun sıcak günlerinden biriydi. Muğla'dan ayrılmaya sayılı günlerin kaldığı zamanlar. Son günlerde ne yapılır Muğla'da? Hava sıcak, Tabiki denize gidilir. Ama nasıl? Yücelen Hastahanesi'nin önüne çıkılır. Orada yoldan geçen herhangi bir araba durdurulmak suretiyle Gökova Körfezi'nin en ucundaki şirin belde Akyaka'ya ulaşılır.
-Akyakan bahsetmeden geçmek Akyakaya karşı ayıp olacak, Ancak Akyaka sayfalara sığmaz. Ayrı bir başlık altında yakında yeniden ele alacağım Akyaka'yı.-  Orada bir tekneye atlanıp Gökova Koyları ve  Sedir Adası turu yapılır. On numara bir  iş olur. Sonra da deneyimlerin yıllar sonra bu blog üzerinden paylaşılacağı varmış. Gökova Körfezi ve Sedir Adası tek turumuzda aşağı yukarı şu rotayı takip ettik.
Rota

  • Şu an adını hatırlayamadığım küçük, güzel bir koyda yüzme molası
  • Lacivert Koy yüzme molası ve öğle yemeği (Köfte, tavuk,salata,makarna vardı menüde. Fena değildi yemek)
  • Tavşan adası yüzme molası. Adı öyle rastgele verilmemiş. Bu adada hakikaten çok tavşan var. Her gelen tekne bu adadaki tavşanlara yiyecek getiriyor. Adada acaba su var mıydı? Çünkü çok küçüktü ada.
  • İncekum plajı yüzme molası
  • Kumuyla meşhur Sedir Adası yüzme molası ve tarihi kalıntıları gezme
  • Sualtı mağaraları yüzme molası 
  • Lacivert koy yüzme molası
  • Akyaka Limanına geri dönüş
Fotoğrafla geçerek anlatmakta fayda var rotayı. Akyakada tur sırasını bekleyen teknelerAkyaka Orman içi dinlenme ve Kamp Alanı. Ne de güzel atlardık zamanında, karşıki kayalıklardan denize.Maden İskelesiMaden İskelesinden sonra Çınar Koyu'nu karşıdan gördük. (Bu fotoğraf başka bir gezimizde karadan çekilmiştir.) Çınar Koyu'nun suyu oldukça serindir. Fotoğrafta da görüldüğü gibi buraya bir tatlı su kaynağı karışıyor bu noktadan denize. Burada çok belli olmasa da envai çeşit çakıl taşıyla kaplı plaj. Çok güzel taşlar toplamıştım buradan. Hala saklarım. Akyaka'ya uğrayan herkesin mutlaka görmesi gerekir burayı. Yaklaşık 1-2 kilometrelik bir asfalt yolla da ulaşılabiliniyor Akyaka'dan buraya.Çınar plajından sonra uğradığımız küçük koy. Adını anımsayamadım şimdi. Küçük kumsalı fena değildi.Yemek ve yüzme molası verdiğimiz Lacivert Koy. Yüzmek insanı inanılmaz acıktırır. Onun için bütün tekne turları yemeklidir. Menü yukarıda da bahsettiğim gibi mütevazidir. Tur fiyatına yemek dahildir bütün teknelerde. İçecek ücrete dahil değildir. Fiyatlar normal gelmişti bize o zamanlar öğrenci halimizle. Yaşanılan tüm anılara ve görülen tüm güzelliklere değer diyebilirim rahatlıkla.İncekum Kumsalı. Burada genellikle Marmaris tarafından gelen piknikçi aileler ve az miktarda turist var.

Sedir Adası ve Kleopetra Plajı
Veee sonunda Sedir Adası. Sedir Adası'nı, Sedir adası yapan Kleopatra Plajıdır. Kumları daha önce hiç bir yerde görmediğiniz kumlardandır. Sanki bir taş zerresi gibi değildi. Kumsalın yakınlarındaki bir kayanın özelliğinden kaynaklanıyormuş kumların bu özelliği. Bu kuma taş zerresi değil de bir nevi kalker zerreciği diyebiliriz. Kleopatra'nın burada güneşlendiği ve kum tanelerinin Kleopatra için buraya Mısır'dan getirildiği söylenmektedir. Bu Kleopatra Abla ne gezenti bir kadınmış ki her yerde adıyla anılan (kumsal, hamam, tarihi kalıntı vb) bir şey bulmak mümkün. Ancak bu kumsalın Kleopatra ablamız ile uzaktan yakından alakası yoktur. Adıyla anılmasının ve diğer efsane tarzı söylentilerin nedeni buraya daha fazla turist çekmek olabilir. Sedir adasına giriş ücretli bu arada. Biz öğrenci kimliği ile ücretsiz girmiştik. Gideceklerin yanında müze kartlarını bulundurmalarında fayda var.
Kumsalın kumlarına dokunabilen son şanslı kişilerden birisi. Dostum Fatih. Kleopatra'nın yaptığı gibi kumlarla güzelleşmeye çalışıyor. 
Sedir Adasına yılda yüz bin dolayında ziyaretçi geliyormuş. Sedir adasının kumu çok özel bir kum olduğu için her gelen üç beş avuç hacılayıp ayrılmış adadan. Böyle olunca da bu çok değerli kumcuklar günden güne azalmış. Hatta merhum Özal'ın Bodrum'daki yazlığına buradan kum taşıttığı söyleniyor. Ölmüş adamın arkasından konuşmak gibi olmasın. Yaptıysa doğru yapmamaış. Yapmadıysa da Allah biliyor.
O zamanlar plaja havluyla, terlikle girmek yasaktı ancak fotoğrafta da görüldüğü gibi terliksiz ve havlusuz olmak koşuluyla Kleopatra'nın yaptığı gibi kumlarla güzelleşmeye çalışmak ya da bizim yaptığımız gibi manda gibi yayılmak serbestti. Plajın etrafı çevriliydi. İki tane çıkış kapısında zebellah gibi bekleyen iki bekçi kardeş duş aldırmadan bırakmıyordu bu kumları korumak adına.  İyice duşumuzu aldık ancak yine de saçımdan başımdan bir kaç hafta arındıramadım kumları. Orada bırakmak içimden elimden geleni yapmıştım. Kumlar hem çok değerli hem de çok sırnaşık. Sanki adadan tüymek için orama burama yapışmış. 
Anlaşılan bu tedbirler de istenilen sonucu vermemiş olacak ki şimdi büsbütün yasaklanmış kumsalın kumlarına dokunmak. Kumsal ile deniz arasına bir örgü çekilmiş diyorlar. Bu yasaktan sonra kumların miktarında önemli artış olduğu söyleniyor. Öyle ise yaşasın yasaklar.
Antik Dönem Kalıntıları
Adanın bir de antik kent kısmı var. Anladığım kadarıyla yurdum insanı yüzmeye gidiyor adaya. Yurdum insanının, göbek üstü atlamakta üstüne de yoktur.. Kumsal hınca hınç doluydu Türküyle, yabancısıyla. Antik kent kalıntılarında gördüklerim hep sarı kafalıydı. Ada küçük. Bütün antik yapıların birbirine yakın olduğunu görüyoruz.Antik kent kalıntıları ve adada yılın 365 günü görülebilecek mavi turcular.
Adadaki en dikkat çekici yapısı tiyatrodur. Tiyatronun sahne bölümünün büyük oranda tahrip olduğu görülse de oturma alanları nispeten iyi korunmuş.Adada eskiden bol miktarda sedir ağacı varmış. Şimdi zeytin ağaçları devralmış ada bekçiliğini. Adada tekneler. 
  Adanın iskelesi
Bu güzel coğrayaya bir gün tekrar gitsem bile, bir gün yine gitmek gibi bir düşüncem hep olacak. Önümüzdeki yıllarda her yıl geleneksel olarak düzenlenen GPA(Gökova Pedallarımın Altında) Bisiklet Turuna katılmak istiyorum. Bu vesileyle bir nebze olsun özlem gidermeyi amaçlıyorum.


Öneriler
  • Ada müze statüsünde olduğu için ücretli. Eğer varsa, yanınızda müze kartınızı bulundurun derim.
  • Adaya erken saatlerde gitmekte fayda var. Aksi takdirde öğlen vaktinin, özellikle tur teknelerinin yanaşmayı tercih ettiği vakit olduğu için bu saatlerde plaj inanılmaz kalabalık olur. Yüzerken kolunuz ya da bacağınız her an sarı bir insanınkiyle çarpışabilir.
  • Sedir Adası'nın Plajı harika, ancak siz yine de adadaki antik yapıları görmeden dönmeyin.
  • Sedir Adasına ulaşım için Akyaka'dan kalkan tur teknelerini kullanabilirsiniz.
Sedir Adası nerede?

Gökova Koyları ve Sedir Adası

Gökova'ya Özlem

Konu Gökova, Akyaka. Nereden başlar insan, ne yazar, nerede bitirir bilemedim. İnsanın dört yıl boyunca eşiğini aşındırdığı bir yeri anlatmak için bir şeyler karalamaya çalışırken lal olması anlaşılır değil. Tamam özlüyorum ama ruhumu bu kadar ezdiğini yeni hissediyorum Gökova'nın. Ne memleketmişsin sen Gökova. Öylesine değil ölesiye... Kelimelerim kifayetsiz kalacak, kalemim yazmayacak,
sözüm bitecek, özüm tükenecek seni anlatmaya çalışırken. Seni yazmak, seni yaşamak...
Yaşamak daha mı güzeldi ne! Seni yaşarken zaman ne güzeldi. Sana kendimizi getirmek, sende ruhumuzu kendimize getirmek ne güzeldi. Sana birkaç sağlam arkadaşla gelmek, bir deli gençliğimizi yollarına, koylarının koynuna koymak ne güzeldi. Senin, kimsesiz koylarında benliğimizi yıkamak ne güzeldi. Sana Sakar Tepe'den bakmak ama ne güzeldi.
Neler vardı sende, neler... Azmağının suyu serin kanlı yürekler gibi vücudumuzu üşütürdü ama ruhumuzu ısıtırdı. Ulu çamlarının gölgesi açık yanlarımızı örterdi. 72 basamaklı merdivenden Albay Koyu'nun koynuna inerdik de her basamağa ıslak ayağımızın iziyle birlikte çıplak gönlümüzün dizginini bırakmaktaydık. Deniz kıyısındaki bir kızıl çam ağacının dalına bağladığımız halatla serin sularına atladığımızda aslında gönlümüzü serinletiyormuşuz.
 Akşam üzeri Sakar Tepe'den körfezi izleyen İki dost. Bunlar da iki dost tekne.Akyaka'nın plajını yüzmeyi bilenler sevmez. Plajdan denize doğru metrelerce yürüsünüz. Yine de boyunuzu aşmaz. Bundan dolayı burada çocuğuna yüzmeyi öğretmeye çalışan ebeveylerden bolca görebilirsiniz.Akyaka her ne kadar son yıllarda hızlı yapılaştıysa da konumundan dolayı hiç bir zaman bir Bodrum, bir Marmaris olmaz Allahın izniyle. Denizin bitiminde göğe uzanan duvarlar gibi duran dağlar karşılar sizi.Akyaka gururludur. Akyaka cana yakındır. Akyaka öğrenci dostudur. Akyaka dostlara ve dostluklara kucak açar. Dünyanın sayılı zenginleri tatili için Gökova'ya gelip giderken biz sefil bir öğrenci grubuyduk Gökova'da. Milyarder olmaya gek yok Gökova'yı görmek için. Akyaka'nın sembolü olmuş olan Muğla tipi evlerden oluşan apartlar uygundur fiyat açısından. Çadır kurmak isteyenler denizin hemen yanındaki kocaman çam ağaçlarının gölgesinden daha güzel bir yer bulamazlar dünyanın hiç bir yerinde. Roma'yı gör de öl derler, ancak Gökova'yı görmediyseniz yaşamayın anlamına gelen bir sözü vardır Halikarnas Balıkçısı'nın.  
Çınar Kumsalı çok sakin olduğu kış aylarında daha güzeldir kafayı dinlendirmek için. Çınar Koyu'nun suyu oldukça serindir. Fotoğrafta da görüldüğü gibi buraya bir tatlı su kaynağı karışıyor bu noktadan denize. Burası çeşit çeşit çakıl taşıyla kaplı bir plaj. Akyaka'ya uğrayan herkesin mutlaka görmesi gerekir burayı. Yaklaşık 1-2 kilometrelik bir asfalt yolla da ulaşılabiliniyor Akyaka'dan buraya.
  Sakar Tepe'den Gökova Körfezi'ne adını veren ovaya bakmaya kıyamaz insan. (Fotoğraf Fatih Tuncer)Gökova'daki eski Marmaris yolu. Burası zamanında bataklık olduğu için yolun her iki tarafına okaliptüs ağaçları dikilmiş zemindeki bataklık suyunu çekmek için. Yetişkin bir okaliptüs ağacı bünyesinde 1000 litre su bulundurabilir. Bu yoldaki okaliptüsler  görevini yerine getirmenin gururuyla emeklilik günlerinin hazzını sürerken bu yolu kullananlara görsel bir şölen de sunuyorlar.Azmak'ın denizle buluştuğu yerdeki eski köprüyü yeni nesil hatırlamaz.  Azmakın suyunun ne kadar soğuk olduğunu öğrenmek ve kalp krizi riski yaşamak için yukarıdaki eski köprünün yerine yapılan yeni köprüden suya atlamanız yeterli olacaktır. Akyaka'nın kuşkusuz en önemli farklarından birsi de Kadın Azmağı gibi doğal dev bir akvaryumu bünyesinde bulundurmasıdır. Bu azmakta bir çok balık türü su samuru, yılan ve ördekler ve kazlar koyun koyuna yaşayıp gidiyor. Azmağın suyunun çıkış noktasından kıyı boyu denize kadar yürümek size inanılmaz anlar yaşatacaktır. Azmak üzerindeki tekne turlarını tavsiye etmiyorum. Hem tur sürenizi başkaları belirliyor. Hem de büyük bir gürültüyle çalışan tekne motorları Azmakın sakinlerini rahatsız ediyor. Orman İçi kamp alanının bitimindeki Eski Maden(Kömür) İskelesiAlbay Koyu. Yüzmeyi öğrendiğimiz yer.     Akyaka'yı ve Gökova Körfezi'ni buradan görebilmek için Sakar Tepe'ye yürüyerek çıkmanız gerekiyor.
Akyaka her daim güzeldir ancak en güzel zamanı turizm sezonunun dışında kaldığı zamanlarıdır.     Akyaka Nerede?Gökova'ya Özlem

Çöldeki Vaha, Çağçağ Vadisi (Beyaz Su)

Şırnak topraklarına ilk ayak bastığım gündü. Ağustosun sonlarıydı. Hava delicesine sıcaktı. Nusaybin'le Cizre arasındaki biçilmiş ekin tarlaları ucu bucağı gözükmeyen bir çölü andırıyordu. Önümüzde uzanan 5 kilometrelik mesafede yeşillik namına tek bir ot dahi yoktu."Ne işim vardı burada?" sorusu taklalar atıyordu beynimin içinde.
Tabi zamanla çocukların sevgisi, bir boşluğu doldurmanın huzuru alıştırmaya başladı bizi bu coğrafyaya. Şırnak'tayken her işimize koşmasa da koşmaya çalışan kalbi güzel bir abimiz vardı. "Hocam seni Beyaz Su'ya götüreceğim, vallah çok seveceksin haa." deyip durdu Gültepe'de geçirdiğim yıllar boyunca. Tabi birlikte gitmedik hiç bir zaman bu abimizle Beyaz Suya ama birlikte gidebilme ihtimalimizi sevdim. İlk günlerimden itibaren sürekli methini duyduğum bu yere çok zaman geçirmeden, hem yazın hem de sonbaharda gittim. Güneydoğu Toroslar dan doğan, Karasu ve Beyazsu kollarının taşıdığı sularla yol alır yazın sıcaklığında ve kışın ayazında. Güney yönünde ilerleyen Çağçağ Vadisi'nin suyu, Nusaybin'e, Kızıltepe'ye, Mardin'e ve bu bölgedeki insanlara hayat verir. Suriye de Habur Irmağı ile buluşup Fıratın sularıyla sarmaş dolaş olur..Vadinin her iki tarafında da taşlık çıplak tepeler bulunmakta. Vadide bol suyla birlikte verimli toprakların da bulunmasına rağmen meyve sebze ekimi yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni Güneydoğu Anadolunu'nun ormanlık alanlar açısından çok fakir olmasıdır. Ağaca duyulan ihtiyaç ve ağacın ekonomik getirisinin iyi olmasından dolayı çok çabuk yetiştiği için kavak ağaçlarının mekanı olmuştur vadi.Burası beyaz suyun çıktığı noktaya yakın bir yerde olan su kenarındaki işletmelere ait olan alanlar. Burada yerel çalgıcılar eşliğinde yemeğininzi yiyebilirsiniz.

Yemeğini yiyip serinleme faslına geçmiş olan bir abimiz. Aynı zamanda suyun başından Nusaybin'e kadar vadi boyunca küçüklü büyüklü işletmelerde yüzülebilecek havuzlar vardır. 
Suyun ilk çıktığı yerden başlayarak Nusaybin'e doğru çok sayıda işletme var. Bu işletmeler su kenarına kurdukları sedirlerde müşterilerine veya piknik yapmak için gelen ailelere hizmet sunuyorlar. Yemeğin ardından yakıcı güneşten uzak, suyun şırıltısıyla birlikte yapılan ufak bir şekerleme tadından yenmez.Vadinin hemen üstündeki tepeler güneydoğunun tipik bitki örtüsünün örneğidir. Ancak vadi inadına yeşil, inadına serindir.
Dallarını terk eden yaprakların toprakla buluşmasıyla vadi başka güzelliklere bürünür.
Çağçağ Vadisi (Beyaz su) Nerede?
Halk arasında çeşitli adlarla da anılan vadi coğrafi olarak Nusaybin ilçesinin kuzeyinde olup Nusaybin-Midyat arasındaki yolun 20. kilometresindedir. 
Ne Yenir?
Eğer vadideki aileler tarafından işletilen mekanların yoğun olarak çalıştığı aylarda (haziran-eylül arası) giderseniz alabalık ve kebap tek seçenek. Bu ayların dışında giderseniz aç kalma ihtimaliniz yüksek. Ben sonbahar aylarında gittiğimde bir tane açık mekan yoktu. Tabi yemek yemek için değildi yolculuğumuz.
Nasıl Gidilir?Vadiye hayat veren suyun çıkış noktası Nusaybin-Midyat yolunun 20. kilometresinde. Nusaybin'den günün her saatinde kalkan Midyat minibüsleriyle buraya ulaşmak mümkündür.

Daha Büyük GörüntüleÇöldeki Vaha, Çağçağ Vadisi (Beyaz Su)

Gezgin Sayfaları

Gezginlik bulaşıcıdır. Gezginlik virüsünü kapanlar iflah olmaz artık. Maalesef bizde kökleşmiş bir gezginlik ruhu yok. Çevremizde gezi tecrübelerinden yararlanabileceğimiz ve kendisinden ilham alabileceğimiz insan sayısı çok fazla değil. Ancak çok az tecrübeli abimiz ve değerli dostumuz gezi notlarını, belgelerini ve fotoğraflarını kendi sayfalarında yayınlayıp, bu notların, belgelerin ve fotoğrafların başkalarına da yol göstermesini sağlıyorlar.

 Bu sayfaların, sayfada yayınlanan notların ve gerçeğe dönüştürülmüş hayallerin şimdiye kadar bana çok faydası oldu. Bu güzel sayfalara kolayca ulaşabileceğim, bu sayfaların toplu bir şekilde olduğu bir yazı oluşturmak istedim. Bu güzel sayfaların size de faydası olacağını umuyorum. www.ahmetmumcu.blogspot.com Ahmet MUMCU'nun yaptığı çeşitli bisiklet turlarını paylaştığı blog site.www.babamasoylemedim.com Matrak, espirili aynı zamanda kaçamak bisiklet gezilerinin notları...
www.baskaturlubirsey.com İsmail ve Özcan'ın dünya turu notları...
www.bekransarsilmaz.com Bekran'ın gezi yazıları ve fotoğrafları...www.bisikletgezgini.blogspot.com Orhan KILIÇ'ın yaptığı çeşitli bisiklet turlarını paylaştığı blog adresi.www.bisikletim.wordpress.com Pinar ve Paolo PİNZUTİ çiftinin yaptığı çeşitli turlarını paylaştıkları site.www.bisikletkeyfi.com Kamil Alev'in bisiklet hakkında çeşitli yazılarla beraber, geçtiği bisiklet ve yürüyüş parkurlarını paylaştığı site.www.bisikletle.blogspot.com Mustafa DORSAY ve Firuzan ÖZOĞUL'un başta yaptığı bisiklet turları olmak üzere bisikletle alakalı gelişmelerin ve ilginç olayları paylaştığı blog site...www.bisikletturlari.blogspot.com Baki Berk Kayalar'ın yaptığı çeşitli bisiklet turlarını paylaştığı blog sayfası...www.canavarkesifte.com Enes ŞENSOY'un bisikletiyle yaptığı turlar,çeşitli keşif faaliyetleri ve kullandığı çeşitli ekipmanların test-inceleme yazılarını paylaştıtı blog sitesi...www.caneryazar.wordpress.com Caner YAZAR'ın Avrupa'da yaptığı bisiklet turu maceralarını paylaştığı blog site...www.cihan-cihanaksoy.blogspot.com Cihan AKSOY'un yaptığı bisiklet turlarını paylaştığı blog site...www.coskuncaa.blogspot.com Kendi deyimiyle Coşkun AYAZ'ın hayata bakışının bir bölümünü yansıtan sayfası..
www.erceozgecen.blogspot.com 360 Günde 17 Ülke İceren Düşük Bütçeli bir Dunya Turunun Seyahat Defteri
www.farelikoyunhayalcisi.blogspot.com Uğur GÜÇARSLAN'ın gezi notları ve fotoğrafları www.gurkangenc.blogspot.com Gürkan GENÇ'in ''Doğa İçin Pedalla'' projesi kapsamında Türkiye'den Japonya'ya zorlu yollardan yaptığı yolculuktaki anılarını paylaştığı ve yakın zamanda yola çıkıp yedi yıl sürmesini planladığı dünya turu anılarını paylaşacağı blog sitesi.www.eminoguz07.blogspot.com Emin OĞUZ'un yaptığı çeşitli bisiklet turlarını paylaştığı blog adresi.www.feyyazalacam.com Feyyaz ALAÇAM'ın yaptığı bisiklet turları ve çeşitli anılarını paylaştığı site.
www.hasansoylemez.com Hasan SÖYLEMEZ'in beş parasız çıktığı bisikletle Türkiye Turunun notları ve fotoğrafları www.ibrahimkizilkaya.blogspot.com İbrahim KIZILKAYA'nın yaptığı çeşitli bisiklet turalını paylaştığı blog site.
http://www.istanbul2istanbul.com Ali Arif ERİÇ'in gezi notları...
www.kaslagit.com Erden Eruç, Türk dağcı, gezgin ve daha fazlası."Kasla Git"sloganıyla yola çıkmıştır. "Kürekle okyanus geçen ilk Türk" ünvanına sahiptir.www.kevserseri.com Kevser SERİ'nin yaptığı çeşitli turlarını paylaştığı site.www.macerakolik.net Soner, İnci, Tibet Çınar Sarıhan ailesinin yaptıkları bisiklet turlarını paylaştıkları site.
www.nasuhmahruki.com İyi bir dağcı olduğu gibi iyi de yazmış anılarını. 2 kitabını okudum. Zamanla diğer kitaplarını da edinip okuyacağım.www.osmanatasoy.org Sadun Boro'nun izinde bir denizci. Uzaklar isimli teknesi, dünyayı dolaşan ikinci Türk bayraklı tekne ve dünyayı dolaşan en küçük Türk teknesi olmuştur. Şu sıralar TRT Türk'te Uzaklar isimli bir programı var. Müdavimiyim.www.pedalla.com Serkan TAŞDELEN'in yaptığı uzun soluklu turlarının gün be gün yazıp yayınladığı site. Türkiye'nin birçok yeriyle alakalı tur yazılarına ulaşabilirsiniz.
 www.piciclisti.com Pınar ve Paolo'nun yaptığı turları yaplaştıkları web sitesi.www.sandaletliseyyah.com Dr. Bora Bilgin'in Gezi Yazılarıwww.tourbybike.wordpress.com Evrim YİĞİT ve Elif YİĞİT kardeşlerin Asya'ya yaptığı yolculuğu paylaştığı blog site.
 www.yolbizibekler.com Motosikletli gezginler Koray ÖZDEN ve Savas BALABAN'ın iki tekerli notları ve fotoğrafları...
www.yolda.org Ümit ORHAN'ın yaptığı çeşitli bisiklet turları, otostop maceraları ve çeşitli seyahatlerini paylaştığı blog site.




Bu başlık zamanla yeni gezgin sayfalarının eklenmesiyle güncellenecektir. Bu yayının oluşturulmasına katkısı olan tüm gezginlere ve gezginpedallar.com'a teşekkürlerGezgin Sayfaları