Bursa dan çıkar çıkmaz Arifin ön lastik patladı cam gibi yolda. Henüz ilk dakikada yediğimiz bu olmayacak gol canımızı sıktı. Oysa ne güzel de akıyorduk Bursa-Karacabey yolunda. Hiç olmazsa ilk gün patlak sorunu ile uğraşmak istemiyorduk. Elimde olan bisikleti daha iki hafta önce satın almıştım ve bana ait olan ilk bisikletti. Dolayısıyla daha önce patlak yamama gibi bir tecrübeye sahip değildim. Dostum Arif bu konuda benden daha tecrübeli görünüyordu. Hemen işi üzerine devraldı. Bendeki yama takımını ve pompayı çıkardık. Patlak noktayı bulduk, yamadık. İş iç lastiği şişirmeye gelince büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuz anladık. Bendeki pompa Arif in bisikletinin sibop deliğine uymuyordu.
Arifin bisikletini daha bir gün önce almıştık. Hazırlıklar o kadar hızlı olmuştu ki bunu aklımıza hiç getirmemiştik bile. Zar zor birkaç cmöb3 hava doldurabildik iç lastiğe. Tamamını bu şekilde şişiremeyeceğimizi anladık ve birkaç km geride kalan bir akaryakıt istasyonuna dönmeye karar verdik. Ardından kararımızı değiştirip bisikletleri elimize alıp ileriye doğru gitmeye başladık. 100 metre ilerideki köşeyi dönünce biraz ilerideki akaryakıt istasyonun görünce makus talihimizin tersine dönmeye başladığını anladık.
Benzinliğe vardığımızda köşedeki gölgede oturan kamyoncu olduğunu düşündüğümüz birkaç kişiye selam verdik. Hemen işe koyulduk. Şişirme işine devam ederken köşede oturan kamyoncu ağabeyler yanımıza geldiler. Önce Kolay gelsin gençler deyip selam verdiler. Ardından patlayan iç lastiğimiz için burada yazamayacağım bir tabir kullandılar. Biz de güldük bu tabire biraz alınarak da olsa. Keşke bu ağabeyleri kamyon lastiğinin patlağı ile uğraşırken görsek de aynı tabiri biz de onlar için kullanıp öcümüzü alsak çok güzel olur diye düşünmeden edemedik.
Patlayan lastik sorununu hallettik ve yola tüm hızımızla devam ettik. Karacabey i geçince öğle sıcağı iyice bastırdı. Biz de yol kenarında bulunan bir kavak ağacının gölgesinde yaklaşık 3 saat yattık. Yol üzerindeki benzinliklerden birkaç defa soğuk su ve yanında atıştırmalık kek, çikolata vs. aldık. İkindi vaktinden sonra bandırmayı gördük. Bandırma çıkışında karayollarının tesislerinde kalacak yer var mı diye soracak oluyoruz ancak çabuk vazgeçiyoruz.
Yorulduğu için su kaynatmaya başlayan Arif karanlığa kalmamızdan olsa gerek pedala öyle bir basıyor ki bir ara gözden kayboluyor. Ben acaba yolu şaşırıp şarampole mi yuvarlandı diye düşünürken ileride büyükçe bir benzinliğin karşısında beni beklediğini görüyorum. Aradığımız yeri bulduk der gibi sırıtıyor Arif. Benzinliğe giriyoruz ve genç bir elemanla karşılaşıyoruz. Çadır kurmak istediğimiz söylüyoruz. İstediğiniz yere kurabilirsiniz diyorlar. Teşekkür edip benzinliğin arka tarafına geçip uygun bir yer arıyoruz. Gözümüze kestirdiğimiz bir köşeye kurmaya hazırlanırken yakında bulunan birkaç kamyonun sahibi geliyorlar yanımıza. Önce selam verdiler. Kolay gelsin, hoş beş derken, Buraya çadır kurmayın dün burada yılan gördük. dediler. Biz Olsun! Ne yapacak yılan bizi!'' falan filan dediysek de bizi çok düşünen bu kamyoncu kardeşlerin yoğun ısrarına dayanamayıp garajın başka bir noktasına kurduk çadırımızı. Neden bu kadar ısrarcı oldukları hakkında birkaç fikir yürüttük tabi uyumaya çalışırken.
2.GünSabah erkenden kalkıp benzinliğin lokantasına uğrayıp birer çorba içelim istedik. Yan masada yüksek sesle konuşan kamyoncu kardeşlerimizin çadır yerimizi değiştirmemizi neden bu kadar istediğini anlamış olduk. Sizi gidiler sizi1 Neymiş! Yılan varmış! Çocuk mu kandırıyorsunuz siz!
Dünden beri haritaya bakıp Ne kadar da kıyıya yakın gidiyoruz. Bandırmadan bu yana deniz göremedim. Denizi gördüğüm ilk anda oturup en az bir saat denizi seyredeceğim. diyen Arif, yorucu bir rampadan sonra çıktığımız tepenin arkasındaki muhteşem deniz manzarasına rağmen, inişi görünce denizi görmez oldu. Nasıl da aktı gitti o inişten öyle. Devamında akşam saatlerinde Adatepe Köyü yakınlarında bir benzinlikte durup çadır kurmak için izin istiyoruz. Talebimiz olumlu karşılanıyor. Nereye istersek çadır kurabileceğimiz söyleniyor. Elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra dinlenmeye çekiliyoruz.
Arif'in Lapseki'de denizle buluşması

1.Gün: Bursa- Edincik(Bandırma)(120 km)2.Gün:Edincik(Bandırma)-AdatepeKöyü(100 km)3.Gün:Adatepe Köyü- Çanakkale'ye kadar(50 km). Sonra Gökçeadaya geçtik.
İki günlük Gökçeada maceramızı da fotoğraflarla desteklediğim şu yazımda anlattım.
Tur rotası da burada
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder